.:Çağdaş ÖNEN:.

Çağdaş'ın Bakış Açısı




Son günlerde Necati Özkan’ın ‘Obama’nın Liderlik Sırları’ isimli kitabını okuyorum. Obama, başkanlıkta 100.günü çoktan geride bıraksa da, adaylıktan seçilmesine kadar olan süreç her anlamda incelenmeye değer.

Obama, adaylığını açıklamadan önce ABD tarihindeki başkanlık seçimlerini detaylı bir şekilde inceliyor. Tespitine göre başkanlık standart olarak %3 - %5 arası bir farkla partiler arasında değişmekteydi ve seçim sonuçlarında etkili olabilecek kitle gençlerdi.Bu kitleyi hedef alan Obama, gençlerin TV karşısında vakit geçirmediğini, internetle fazlasıyla ilgili olduklarını bildiğinden doğru bir sosyal medya stratejisiyle kendini çok iyi konumlandırarak başkan seçildi. Tabi bu hikayenin özeti…

Hikayenin en önemli noktalarını anlatabilecek kişi kampanya müdürü David Plouffe…

David Plouffe bu sene Cannes’da konuşmacı olarak yer alıyor. Özellikle sosyal medyanın gücünü temel alarak Obama’08 kampanyasıyla ilgili önemli detayları anlatacak. İçinde bulunduğumuz ekonomik durgunluk döneminde sosyal medyanın önemi daha da artıyor. Reklam sektörü adına böylesine bir konuşmacının Cannes’da yer alması önemli. Gidemesem de Cannes’da yapacağı konuşmasına ulaşıp size aktarmak istiyorum.

Obama kampanyasıyla ilgili en temel çıkarım bence şu: İnsanlar artık hikaye duymak istemiyor, hikayenin kahramanı olmak istiyor. Bu çıkarıma markalar açısında bakarsak, yarattığınız hikayenin ortasına markanızın yerine tüketiciyi koyduğunuz sürece kazanacağınız aşikardır. Sonuçta markaları bulundukları yere getirenler tüketiciler. Haklı olarakta hikayenin başında büyük puntolarla kendi isimlerini görmek istiyorlar.

Sosyal medya üzerine paylaşımlara devam edeceğim…

Add to Technorati Favorites